marcaje

Kullanım örnekleri

marcaje
marking
icon arrow

marking

Phonetic: "/ˈmɑːkɪŋ/"

Part Of Speech: verb


Definition: To put a mark on (something); to make (something) recognizable by a mark; to label or write on (something).

Example: to mark a box or bale of merchandise


Definition: To leave a mark (often an undesirable or unwanted one) on (something).

Example: See where this pencil has marked the paper.


Definition: To have a long-lasting negative impact on (someone or something).


Definition: To create an indication of (a location).

Example: She folded over the corner of the page to mark where she left off reading.


Definition: To be an indication of (something); to show where (something) is located.

Example: A bell marked the end of visiting hours.


Definition: To indicate (something) in writing or by other symbols.

Example: In her Bible, the words of Christ were marked in red.


Definition: To create (a mark) on a surface.


Definition: To celebrate or acknowledge (an event) through an action of some kind.

Example: The national holiday is marked by fireworks.


Definition: (of things) To identify (someone as a particular type of person or as having a particular role).

Example: His courage and energy marked him as a leader.


Definition: (of people) To assign (someone) to a particular category or class.


Definition: (of people) To choose or intend (someone) for a particular end or purpose.


Definition: To be a point in time or space at which something takes place; to accompany or be accompanied by (an event, action, etc.); to coincide with.

Example: That summer marked the beginning of her obsession with cycling.


Definition: To be typical or characteristic of (something).


Definition: To distinguish (one person or thing from another).


Definition: To focus one's attention on (something or someone); to pay attention to, to take note of.

Example: Mark my words: that boy’s up to no good.


Definition: To become aware of (something) through the physical senses.


Definition: To hold (someone) in one's line of sight.


Definition: To indicate the correctness of and give a score to (a school assignment, exam answers, etc.).

Example: The teacher had to spend her weekend marking all the tests.


Definition: To record that (someone) has a particular status.

Example: to mark a student absent.


Definition: To keep account of; to enumerate and register; to keep score.

Example: to mark the points in a game of billiards or a card game


Definition: To follow a player not in possession of the ball when defending, to prevent them receiving a pass easily.


Definition: To catch the ball directly from a kick of 15 metres or more without having been touched in transit, resulting in a free kick.


Definition: To put a marker in the place of one's ball.


Definition: To sing softly, sometimes an octave lower than usual, in order to protect one's voice during a rehearsal.

icon arrow

marking

Phonetic: "/ˈmɑːkɪŋ/"

Part Of Speech: noun


Definition: The action of the verb to mark.


Definition: A mark.


Definition: The characteristic colouration and patterning of an animal.


Definition: Any configuration of a Petri net with a number of marks or tokens distributed across it.

Türkçeden İngilizceye En Hızlı Çevirmen

Çevirilerinizi daha da iyi hale getirmek için özel olarak tasarlanmış arayüzümüzün yeni özelliklerine göz atın. Doğal olarak, hizmetimiz ücretsiz kalır ve ayrıca bir uygulama olarak da mevcuttur. Tüm özellikler, çeşitli ortak dillerin kombinasyonları için yerel olarak mevcuttur. Diğer özellikler ve dil kombinasyonları aşağıdadır. Hangi dile çeviri yaparsanız yapın, ortaya çıkan metin çevrimiçi sözlüğümüze bağlanır. Anlamları ve diğer cümlelerdeki kullanımları hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, çıktı metin kutusundaki tek tek kelimeler ayrıntılı olarak analiz edilir. Her şey tamamen ayrıntılı ve gerekirse test edilmiştir!

Türkçe - İngilizce çevirmenimiz birçok dilbilimci ve geliştiricinin ürünüdür. Herhangi bir cümleyi, kelimeyi veya metnin tamamını hızlı ve tamamen ücretsiz çevirin! Çevirmenimiz 800'den fazla farklı dili anlamaktadır. Program medyadan büyük miktarda bilgi kullanır, bu nedenle tüm dünya haberlerini kapsar.Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!