regala

Kullanım örnekleri

regala
second-person singular affirmative imperative of regalar
icon arrow

singular

Phonetic: "/ˈsɪŋɡjʊlə/"

Part Of Speech: noun


Definition: (grammar) A form of a word that refers to only one person or thing.


Definition: That which is not general; a specific determinate instance.

icon arrow

singular

Phonetic: "/ˈsɪŋɡjʊlə/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Being only one of a larger population.

Example: A singular experiment cannot be regarded as scientific proof of the existence of a phenomenon.


Definition: Being the only one of the kind; unique.

Example: She has a singular personality.


Definition: Distinguished by superiority: peerless, unmatched, eminent, exceptional, extraordinary.

Example: a man of singular gravity or attainments


Definition: Out of the ordinary; curious.

Example: It was very singular; I don't know why he did it.


Definition: (grammar) Referring to only one thing or person.


Definition: (of matrix) Having no inverse.


Definition: (of transformation) Having the property that the matrix of coefficients of the new variables has a determinant equal to zero.


Definition: (of a cardinal number) Not equal to its own cofinality.


Definition: Each; individual.

Example: to convey several parcels of land, all and singular


Definition: Engaged in by only one on a side; single.

icon arrow

affirmative

Phonetic: "/əˈfɜːmətɪv/"

Part Of Speech: noun


Definition: Yes; an answer that shows agreement or acceptance.

Example: 10-4 good buddy. That's an affirmative - the tractor trailer is in the ditch at the side of the highway.


Definition: (grammar) An answer that shows agreement or acceptance.


Definition: An assertion.

icon arrow

affirmative

Phonetic: "/əˈfɜːmətɪv/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Pertaining to truth; asserting that something is; affirming

Example: an affirmative answer


Definition: Pertaining to any assertion or active confirmation that favors a particular result


Definition: Positive

Example: an affirmative vote


Definition: Confirmative; ratifying.

Example: an act affirmative of common law


Definition: Dogmatic


Definition: Expressing the agreement of the two terms of a proposition.


Definition: Positive; not negative

icon arrow

affirmative

Phonetic: "/əˈfɜːmətɪv/"

Part Of Speech: interjection


Definition: An elaborate synonym for the word yes.


Definition: (especially radio communications) Yes; true; correct.

icon arrow

imperative

Part Of Speech: noun


Definition: (grammar) The grammatical mood expressing an order (see jussive). In English, the imperative form of a verb is the same as that of the bare infinitive.

Example: The verbs in sentences like "Do it!" and "Say what you like!" are in the imperative.


Definition: (grammar) A verb in imperative mood.


Definition: An essential action, a must: something which is imperative.

Example: Visiting Berlin is an imperative.

icon arrow

imperative

Part Of Speech: adjective


Definition: Essential; crucial; extremely important.

Example: It is imperative that you come here right now.


Definition: (grammar) Of, or relating to the imperative mood.


Definition: Having semantics that incorporates mutable variables.


Definition: Expressing a command; authoritatively or absolutely directive.

Example: imperative orders

icon arrow

of

Phonetic: "/ɔv/"

Part Of Speech: preposition


Definition: Expressing distance or motion.


Definition: Expressing separation.


Definition: Expressing origin.


Definition: Expressing agency.


Definition: Expressing composition, substance.


Definition: Introducing subject matter.


Definition: Having partitive effect.


Definition: Expressing possession.


Definition: Forming the "objective genitive".


Definition: Expressing qualities or characteristics.


Definition: Expressing a point in time.

Türkçe'den İngilizce'ye Çevirmen

Sözlüğümüz size İngilizce ve Türkçe terimleri arayabileceğiniz geniş bir kütüphane sunmaktadır. Örnekler ve ayrıştırma ile mesleğe, jargona ve yaygın ifadelere göre kelimeleri arayabilirsiniz. Uygulamalarımızı iPhone, Android, iPad, Windows 10/11 ve macOS için kullanabilirsiniz. Çevrimiçi İngilizce - Türkçe çevirmenimizde, kategoriye ve farklı telaffuzlara göre 2 milyondan fazla kelimeyi arayabilirsiniz.

Çeviri yazılımımızı diğer makine çevirmenlerinden farklı kılmak için çok yol kat ettik. Türkçe - İngilizce çevirmenimiz orijinal metnin anlamını ve cümlenin ana fikrini asıl amaçlandığı gibi korumak için tasarlanmıştır. Çevirmenimiz olabildiğince insandır. Ürünümüz en iyi gizliliği sağlar. Verilerinizi izlemiyor, satmıyor veya saklamıyoruz. Çevirileriniz size aittir. Transferler için kayıt ve ödeme gerekli değildir!Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.