étonnante

Kullanım örnekleri

étonnante
feminine form of étonnant
icon arrow

feminine

Phonetic: "/ˈfɛmənɪn/"

Part Of Speech: noun


Definition: That which is feminine.


Definition: (possibly obsolete) A woman.


Definition: (grammar) The feminine gender.


Definition: (grammar) A word of the feminine gender.

icon arrow

feminine

Phonetic: "/ˈfɛmənɪn/"

Part Of Speech: adjective


Definition: Of or pertaining to the female gender; womanly.


Definition: Of or pertaining to the female sex; biologically female, not male.


Definition: Belonging to females; typically used by females.

Example: Mary, Elizabeth, and Edith are feminine names.


Definition: Having the qualities stereotypically associated with women: nurturing, not aggressive.


Definition: (grammar) Of, pertaining or belonging to the female grammatical gender, in languages that have gender distinctions.

icon arrow

form

Phonetic: "/fɔːm/"

Part Of Speech: noun


Definition: (heading, physical) To do with shape.


Definition: (social) To do with structure or procedure.


Definition: A blank document or template to be filled in by the user.

Example: To apply for the position, complete the application form.


Definition: A specimen document to be copied or imitated.


Definition: Level of performance.

Example: The orchestra was on top form this evening.


Definition: (grammar) A grouping of words which maintain grammatical context in different usages; the particular shape or structure of a word or part of speech.

Example: participial forms;  verb forms


Definition: The den or home of a hare.


Definition: A window or dialogue box.


Definition: An infraspecific rank.


Definition: The type or other matter from which an impression is to be taken, arranged and secured in a chase.


Definition: A quantic.


Definition: (fitness) A specific way of performing a movement.

icon arrow

form

Phonetic: "/fɔːm/"

Part Of Speech: verb


Definition: To assume (a certain shape or visible structure).

Example: When you kids form a straight line I'll hand out the lollies.


Definition: To give (a shape or visible structure) to a thing or person.

Example: Roll out the dough to form a thin sheet.


Definition: To take shape.

Example: When icicles start to form on the eaves you know the roads will be icy.


Definition: To put together or bring into being; assemble.

Example: Paul McCartney and John Lennon formed The Beatles in Liverpool in 1960.


Definition: To create (a word) by inflection or derivation.

Example: By adding "-ness", you can form a noun from an adjective.


Definition: To constitute, to compose, to make up.

Example: Teenagers form the bulk of extreme traffic offenders.


Definition: To mould or model by instruction or discipline.

Example: Singing in a choir helps to form a child's sociality.


Definition: To provide (a hare) with a form.


Definition: To treat (plates) to prepare them for introduction into a storage battery, causing one plate to be composed more or less of spongy lead, and the other of lead peroxide. This was formerly done by repeated slow alternations of the charging current, but later the plates or grids were coated or filled, one with a paste of red lead and the other with litharge, introduced into the cell, and formed by a direct charging current.

icon arrow

of

Phonetic: "/ɔv/"

Part Of Speech: preposition


Definition: Expressing distance or motion.


Definition: Expressing separation.


Definition: Expressing origin.


Definition: Expressing agency.


Definition: Expressing composition, substance.


Definition: Introducing subject matter.


Definition: Having partitive effect.


Definition: Expressing possession.


Definition: Forming the "objective genitive".


Definition: Expressing qualities or characteristics.


Definition: Expressing a point in time.

İngilizce Türkçe Cümle Çevirmeni

Yukarıdaki giriş alanını kullanarak İngilizce-Türkçe sözlükte bir Türkçe terim arayın. İngilizce veya Türkçe arama yapabilirsiniz. İngilizce veya Türkçe aradığınız cümlenin çok fazla çevirisi varsa filtreleme seçeneklerini kullanarak sonuçları sınırlandırabilirsiniz. İngilizce-Türkçe sözlükte harfe göre ara. İngilizce-Türkçe sözlük, alfabeyi manuel olarak görüntüleme olanağı sağlar. Belirli kelimelerin çevirilerine bakmak ve bir cümle bağlamında ne anlama geldiklerini görmek için aşağıdaki bağlantıları da kullanabilirsiniz.

Belki tercümanlık mesleğinde ustalaşmak istersiniz? Sitemizle eğitiminiz hızlı ve kolay olacak! Çevirmenler çeviri yaparken çeşitli becerilere ve materyallere ihtiyaç duyarlar. Çevirmenlerin genel özellikleri çevrilecek olan erek dile ve kaynak dile çok iyi hakim olmak, okuduklarını ve duyduklarını iyi anlamak ve iyi bir hafızaya sahip olmaktır. Fonetik, gramer ve cümlelerdeki kelime örnekleriyle birlikte kapsamlı bir kelime, deyim ve ifade kitaplığına sahip çevirmenimiz ilk kez kullanışlı bir materyal olarak kullanılabilir.İster eğitim, iş veya kişisel amaçlar için İngilizce'den Türkçe'ye veya Türkçe'den İngilizce'ye çevrilmiş metinlere ihtiyacınız olsun, online çeviri siteleri aklınıza gelen ilk çözüm olabilir. Tercümanımız kurumsal, akademik, yasal, tıbbi terimleri yetkin bir şekilde dikkate alır. Ayrıca çeviri aşamasında, aklınıza gelen metnin, ihtiyacınız olan terimler kullanılarak, bu alanda profesyonellerle çalışarak ihtiyacınız olan tarzda tercüme edildiğinden emin olabilirsiniz.Çevirinin anadilde gerçek anlamda ses çıkarabilmesi için dilsel doğruluğun yanı sıra kültürel özellikler ve bilginin de sağlanması esastır. Bu yüzden dilin nüanslarını bilen İngiltere'den tercümanlarla çalışıyoruz. Türkçe ve İngilizce tercümanlarımız, çeviride hiçbir şeyin kaybolmamasını sağlamak için sorularınızı yanıtlamak ve açıklamalar sağlamak için her zaman hazırdır. Tercümanımızın rekor sürede doğru çeviriler sunabilmesinden ve bunun hızlı, güvenli ve tamamen ücretsiz olmasından gurur duyuyoruz! Kullanıcılarımızı önemsiyoruz.